İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bilecik’teki billboardların yapılan suç duyurusu sonucu kaldırıldığını ve Belediye Başkanı Semih Şahin ve ilgililer hakkında soruşturma başlatıldığını duyurdu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bilecik’teki billboardların yapılan suç duyurusu sonucu kaldırıldığını ve Belediye Başkanı Semih Şahin ve ilgililer hakkında soruşturma başlatıldığını duyurdu.
“Güvenlik güçlerimizce kaldırılmıştır”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Toplumumuzun tüm kesimlerine hakaret içeren, Öğretmenlerimizi ve Polisimizi zan altında bırakan Bilecik’teki bilboardlar yaptığımız suç duyurusu sonucu güvenlik güçlerimizce derhal kaldırılmıştır Bilecik Belediyesi Başkanı ve ilgililer hakkında Bakanlığımızca soruşturma başlatılmıştır” ifadelerini kullandı.
birileri bilecik tekfuru olmaya niyetlenirse, onu sandıkta tepeleyecek binlerce Osmangazi çıkacaktır elbet
👏🏻
Osman gazi kizini torpille ise sokarda diger 2 kizin hakkini gasp ederse bina yapandan rusvet alirsa aha boyle tekfurlara kalir bilecik
yarın berat kandili, sayın belediye tekfurunun pardon başkanının tövbe edip af dilmesi için güzel bir fırsat
😅😅😅
yalnız şunu da gözden kaçırmayalım, yine belediye tarafından asılan ve bu şekilde kepaze ifadelere yer verilmeyen istanbul sözleşmesi lehine diğer ilanlara dokunulmamış, kaldırılmamışlar, hani burası diktatörlük, hukuk yok diyen camianın dikkatine sunmak isterim Ayrıca belediyenin, tartışmalı, yoruma açık, kişilerin siyasi ve dünya görüşüne göre değişebilen, evrensel hukuk manasında hiç bir mana taşımayan ve pek çok ülkenin imzalamadığı bir sözleşme konusunda belediye başkanın şahsi görüşünü içeren ilanların belediye kaynakları kullanılarak hazırlanması ayrıca görevi kötüye kullanmak ve kamuyu zarar uğratmak suçunu oluşturur bunlar hakkında da adli makamları göreve davet ediyoruz
Böyle birini Bilecik haketmiyor
Sayın Süleyman Soylu bir kereden bir şey olmaz diyen aile bakanına soruşturma acmismiydi acaba… Yoksa o konu önemli mi değildi…Bos işlerle uğraşıyorsunuz…Bilbordlarla uğraşacağıniza insanların yaşam hakkını savunan İstanbul Sözleşmesini korumak için ve feshinin iptali çaba harcayın…
alie bakanının kurduğu cümle birebir olarak şöyle “her zaman kötü niyetli insanlar her zaman bazı işleri suistimal edebilen insanlar olabiliyor. Bu bir kere rastlanmış olması hizmetleriyle ön plana çıkmış kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz”, konuşmasına ait videodan gramer hatalarıyla beraber bizzat kendim dinleyerek aldım. şimdi burada, bir kişinin yanlışını tüm kuruma mal etmek doğru olmaz demek istediği apaçık ortadayken(tıpkı daha düne kadar chp yöneticilerinin taciz ve tecavüz iddiaları ile ülke çalkalanırken bu işi tüm chp ye mal edemeyeceğimiz gibi) cümlenin içerisinde “bir kereden bişey olmaz” ifadesinin nerede geçtiğini göstereceksin, göstermezsen yalancısın, müfterisin, kul hakkı yiyorsun,
Bu arada eklemeden gecemiycem… o zaman birazda sizin dilinizden konuşalım muta nikahını uydurup çıkartanlarin,eşlerini tarikat liderlerine ufku açılsın diye okutup üfletenlerin,ensest ilişki ve ölü ile veda ilişkisinden bahseden kisilerin…gibi gibi daha bir çok şey sayabilirim…Semih Başkan’in açıklamalarının içinden cımbızla çekip aldıginiz “partner” kelimesini nasıl bir dusunce yapısına sahipsiniz ki çirkin bir algı yaratmaya çalışıyorsunuz…bana yalancısin,mufterisin,kul hakkı yiyiyorsun dediniz ya…Semih Baskan’a iftira edenler,çamur atanlar,bizleri sol partiye oy veriyoruz diye ickici,dinsiz, yalanci,namussuz ilan edenler…yalancı,müfteri ve kul hakkı yemiş olmuyorlar mi?Varmı vicdanınız? Varsa koyun elinizi vicdanınıza…
aile bakanının konuşmasından “bir kere” lafını cımbızlayan sensin, daha hangi yüzle kelime cımbızlamaktan bahsediyorsun, yalanını iftiranı yüzüne vurdum özür dileyeceğine hala kuyruğu dik tutacağım diye zırvalıyorsun, hala iftira peşindesin, benim yorumumda ne sana ne de başkasına sol partiye oy verdiğiniz için içkici dinsiz yalancı namussuz manasına gelecek tek bir kelime dahi yok, sıkışınca konuyu çarpıtıyorsun ve hala müfterilik yapıyorsun, edep ya hu
istanbul sözleşmesinin okumadığın sadece kör siyasi bağnazlık çerçevesinde ele aldığın apaçık ortada olduğu için sana tavsiyem yorum yapmadan önce,
2- maddeyi bir oku , sözleşmenin sadece barışta ve silahlı çatışmada geçerli olduğunu söyler, yani sen silahlı çatışma halinde olduğun pkk lı bir kadın terörist yakalarsan ona çıçek muamelesi yapacaksın, ben savaş açtığım ülkede, istediğim gibi kadın çoluk çocuk öldürürüm, alırım satarım tecavüz ederim demek istiyor, razı mısın buna razıysan eyvallah
4- maddede dil,din,cins,ırk, TOPLUMSAL CİNSİYET KİMLİĞİ ve CİNSEL YÖNELİM ayrımı gözetmeksizin bu sözleşme kapsamında herkese eşit davranacak ayrımcılık yapmayacaksın diyor, yani -hadi eşcinselliği de bi kenara koyalım- yarın birgün bir adam çıkarda “benim cinsel tercihim, cinsel eğilimim hayvanlara yönelik, hayvanlarla cinsel ilişki yaşamak istiyorum, sözleşmeye göre bu konuda bana ceza veremezsiniz” derse, bu adama sözleşme gereği ayrımcılık yapamayacağız, hatta bu yönelimini koruyup güvence altına alacağız, razı mısın buna razıysan buna da eyvallah
asıl önemli husus ise bu maddelere 78 madde de ki yasak nedeniyle hiç bir şekilde çekince koyamıyorsun, yani ya bunlar dahil imzalayacaksın, ya da hiç imzalamayacaksın, 2011 de hiç imzalamasaydık kabülünüz müydü?, o gün çıkıp “bak bak gerici yobaz akp, kadın haklarını koruyan sözleşmeden kaçtı, gördünüz mü akp kadına şiddetten yana tavır aldı” diye yaygara koparmayacak mıydınız?.
gördün mü semih başkanının savunduğu sözleşmenin araya sıkıştırılmış iğrenç dayatmalarını şimdi. neden karşı çıktığımızı, kadına çocuğa şiddetle mücadele ile ilgili maddelerle bir sorunumuzun olmadığını, ancak metazori bir takım dayatmalar nedeniyle imzamızı çekmekten başka seçeneğin bulunmadığını , semih başkanın ilanındaki “eş, eski eş, partner” ifadesindeki “partner” le neyi kastettiğini anladın mı şimdi
Tebrik ederim çok güzel açıklama yapmışsınız,yazmak için uğraşıp cabalamissiniz zahmet olmuş size ama unuttuğunuz bir şey var ki oda bu cümlenin kullanıldığı olay…ENSAR VAKFİ’nda 45 çocuğa tecavüz edilmesiydi… “Bu bir kere rastlanmış olması hizmetleriyle ön plana çıkmış kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” cümlesi 45 çocuğa yani bilinen 45 çocuk yapılan tecavüzün açıklaması olamaz…bir kere rastlanilmis bir olay olarakmi algiliyorsunuz yoksa hizmet olarak mı algiliyorsunuz 45 çocuğa tecavüz edilmesini…beni yalan söylemekle itham edeceğinize keşke bu kadar uzun nacizane açıklamalarınizı o çocuklara,ailelerine de anlatacak kadar vicdan sahibi olabilseydiniz…yada bu insanlar hakkında da soruşturma açacak kadar cesaretli olabilseydiniz keşke…bana İstanbul Sözleşmesinden maddeleri sayiyorsunuz bir zahmet dinimizi siyasete alet edip yetki verdiğiniz imamlarada dinimizi öğrenmek için giden çocuklara tecavüz ettiklerinde de yada ensest ilişkiyi savundukları da yada buluğ çağına ermemis kızların evlenebilir fetvalarindan yada kimin kime caiz olabilir açıklamalarından sonrada soruşturma acsaydiniz keşke,yani Diyanet kurumundan bahsediyorum ama doğru “Bu bir kere rastlanmış olması hizmetleriyle ön plana çıkmış kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” demiştiniz değil mi?Çok haklısınız ya yani Diyanet kurumu böyle açıklamalar yapınca caiz ama İstanbul Sozlesmesindeki maddelere dayanarak yaşam hakkımızı savununca yani dahası insanların sesi çıkınca bizleri yalanla itham ediyorsunuz…Sizler bu halkı koyun gibi gütmek istiyorsunuz ama unuttuğunuz bir şey var, İstanbul Sözleşmesi TBMM de 600 vekilin oyuyla kabul edilmiş bir sözleşmedir,oy çoğunluğunu almadan biz istediğimizi fesh ederiz istediğimize imza atarız deme yetkisinin kimden alındığınida tartışmaya açmak gerekir ki oradaki vekilleri bizler halk olarak seçiyoruz bilmem anlatabildim mi?
“Bu bir kere rastlanmış olması hizmetleriyle ön plana çıkmış kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” cümlesinden “45 çocuğa yapılan zulüme mazeret aranıyor” gibi bir mana çıkarmak için inanın akıl tutulması yaşıyor olmak lazım, burada söylenen çok açık, orta seviye zekaya sahip herkesin de anlayabileceği gibi “kişilerin yaptığı hataları, yanlışları, iğrençlikleri, kurumlara mal etmek doğru olmaz” deniliyor, neyi zorluyorsunuz daha illa “chp de o kadar taciz tecavüz iddiası var siz chp lilerin hepsi tacizci ve tecavüzcüsünüz” diyerek sizin gibi alçalmamızı mı istiyorsunuz, hayır yapmıycaz o sapıkların suçunu günahını chp ye ödetmeyeceğiz, size de aynısı tavsiye ederim.
anlatamadınız, hatta daha da saçmalayarak aynı çamur içinde debeleniyorsunuz, işi ensardan da alıp diyanete sonunda İslam Dinine dayadınız, bence haddinizi bilin, islamı ve müslümanları karalamak için münferid olayları alıp, ensar vakfına, diyanete, tüm islam alemine mal etmeye çalışıyorsunuz, kurumları tüzel kişilikleri korumak adına sarfedilmiş cümleleri, islam düşmanlığı ile yoğrulmuş fikri yapınızda, tecazi tecavüzü aklamama çabaları olarak görmek istiyor ve göstermeye çalışıyorsunuz, yok öyle birşey, ister müslüman olsun ister olmasın, kime yönelik olursa olsan tacize tecavüze yeltenenlerin, onları savunanların Allah belasını versin, buna ensar vakfındaki görevini kötüye kullanan o şerefsiz de dahil, chp deki taciz tecavüz iddialarına sus pus olanlar da.
Türk toplumunun değerlerine sinir uçlarına kim hakaret ediyorsa Babanızın oğlu olsa ! al aşşa edilmeli lazım değil böyle şahsiyetler.
“İstanbul sözleşmesinin iptali ile kadına şiddetin önü açıldı, kadını koruyacak bi yasa kalmadı” diye yaygara koparmakla; “eyyy erkekler önünüze gelen kadına saldırın, rahat olun, size ceza verecek bir yasamız yok artık” demek arasında hiç bir fark yoktur, kadına şiddeti teşvik etmektir. Burada amaç, yalan ve saptırmalarla kadın cinayetlerini teşvik edip sonra “gördünüz mü ben demiştim” diyerek siyasi skor tablosuna artı bir puan yazma çabasından başka bir şey değil, sayın başkan sizin skora ekleyeceğiniz her artı bir puan bir can demek hatırlatayım istedim