Torun’dan Milletvekili Tüzün’e: “Uyan da balığa gidelim!”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İbrahim Torun, Söğüt’te kurulması planlanan “Çimento Fabrikası” ile ilgili yaptığı açıklamasında, Cumhuriyet Halk Partisi Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ü hedef aldı.

CHP’den 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Pazaryeri Belediye Başkan adayı olarak açıklanan ve sonradan parti yetkilileri tarafından adaylıktan çektirilen İbrahim Torun, Milletvekili Tüzün’ün Söğüt’e yapılması planlanan çimento fabrikasını meclise taşımasının ardından açıklama yaptı.

Tüzün’ün, Memleket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Çelebi’nin çimento fabrikasını meclise taşıyacaklarını açıklamasının ardından böyle bir hamle yaptığını belirten Torun, “Günaydın!!! Uyan da balığa gidelim hesabı…” ifadelerine yer verdi.

Peki sormazlar mı şimdiye kadar neredeydiniz? Aklınız neredeydi?” diyerek Tüzün’e sitem eden Torun, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:

Memleket Partisi genel başkan yardımcıları ve milletvekillerinin Bilecik’e yapmış olduğu ziyaret esnasında İzmir milletvekili sayın Mehmet Ali Çelebi beyefendinin yapmış olduğu basın açıklamasında Söğüt ilçemizin Küre köyüne yapılması planlanan Çimento fabrikasını TBMM’ye taşıyacağını söylemesinin ardından CHP Bilecik milletvekili sayın Yaşar Tüzün beyefendi de bu açıklamaya paralel bir açıklama yaparak Küre köyüne kurulacak Çimento fabrikasını meclis gündemine taşıyacaklarını beyan ederek memlekete ne kadar sahip çıktıklarını göstermiş oldu.
Günaydın!!! Uyan da balığa gidelim hesabı…

“ROL ÇALMA ÇABALARI..”

Peki sormazlar mı şimdiye kadar neredeydiniz? Aklınız neredeydi? İzmir milletvekili Bilecik’in sorunlarıyla hemhal olup uğraşırken sizler Bilecik’e ve halkına, sorunlarına kör, sağır olup, görmezden gelerek kış uykusuna mı yattınız? Yoksa çokoprens mi almaya gittiniz? İzmir milletvekili sayın Mehmet Ali Çelebi’nin açıklamalarından sonra mal bulmuş mağribi gibi olaya balıklama atlayarak rol çalma çabaları iş güzarlıktan öteye gidemez.

“NE KADAR ACI”

Beş dönem milletvekilliği, bir dönem belediye başkanlığınızda Bilecik’in ve halkının kaç sorununu çözüme ulaştırdınız? Hangi yaraya merhem oldunuz? Hangi hizmetlerin gelmesine vesile oldunuz?
İktidar ve ana muhalefetten olmak üzere iki milletvekilimiz dururken İzmir milletvekilinin Bilecik’in sorunlarını gündeme taşıması ne kadar acı, ne kadar traji komik.

“BİZLER MEMLEKETİMİZE SAHİP ÇIKMAZSAK..”

Bu vesileyle Memleket Partisi il başkanı sayın Hüseyin Korkman beyefendi şahsında tüm yönetim kurulu ve üyelerine, İzmir milletvekili sayın Mehmet Ali Çelebi beyefendiye çok teşekkür eder, çalışmalarında başarılar dileriz.
Bir memleketin sahibi siyasilerdir. Sahipsiz kalan bir memleketin batması haktır. Merkez ve bütün ilçelerde yaşayan halk olarak Bilecik’in sahipsiz olduğu konusunda hemfikiriz ve bu dertten sürekli yakınıyoruz. Bizler memleketimize sahip çıkmazsak kimse çıkmaz.

“HİZMETİN BÜYÜĞÜ KÜÇÜĞÜ OLMAZ”

O halde el birliği ile memleketimize sahip çıkarak, kamuoyu oluşturarak siyasileri harekete geçirip onları hizmet edip çalışmaya mecbur edelim. Kim bu memlekete paslı bir çivi çakıyorsa başımızın tacıdır. Hizmetin büyüğü küçüğü olmaz. Kimin neye ne kadar gücü yetiyorsa onu yapar. Bizler yapılan hizmete, yatırıma karşı değiliz. Bizler YOK sayılmaya, ADAM yerine koyulmamaya, FİKRİMİZİN, TALEPLERİMİZİN, ÖNERİLERİMİZİN görmezden gelinmesine karşıyız.

“BU NE PERHİZ, BU NE LAHANA TURŞUSU”

Halka rağmen, dayatma ve zorlamayla hizmet olmaz. Devletin imkanları lütuf gibi sunulmaz. Toplumun istekleri, eldeki imkanlar dahilinde, onların refahı, mutluluğu ve müreffeh bir yaşam standardına kavuşturmak için hizmetler yapılır. Bu yüzden anayasamızda KAMU YARARI kavram ve kuramı vardır. Dünya hızla küresel kıtlık ve yokluğa giderken, bizler mevcut tarım alanlarını daha da hızlı bir şekilde yok etmeye çalışıyoruz. Bizden önce yaşayan atalarımız aptal mıydı da yerleşim yeri olarak dağ, bayır, kıraç yerleri tercih ettiler. Bizlerde inadına, tarım ve orman arazilerini, sulak alanları imara, yapılaşmaya, sanayi tesislerine açıyoruz. Sonrada gidip Somali’de tarım arazisi kiralıyoruz. Ukrayna çiftçisinin ve de tarım ürünlerini ithal ettiğimiz diğer ülkelerin çiftçilerini kalkındırıp destek oluyoruz. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

“İNSANIN AKLIYLA ALAY ETMEK DEĞİL DE NEDİR?”

İnsanın aklıyla alay etmek değil de nedir bu durum? Küre köyüne kurulacak olan Çimento fabrikasının gerekli fizibilite çalışması yapıldı mı? ÇED ( Çevre Etkileşim Değeri ) raporu hazırlandı mı? Sosyo-ekonomik, kültürel getirisi-götürüsü hesaplandı mı? Köy halkı ve civar yerleşim birimleri konu hakkında bilgilendirildi mi? İşletme şartları nasıl olacak? Günde kaç ton kömür yakılacak? Yakılacak kömür yerli düşük kalorili mi? Yoksa ithal kömür mü? Yakılan kömürün külleri ve diğer atıklar nerede nasıl depolanacak yada bertaraf edilecek? Eğer yerli düşük kalorili kömür yakılırsa SO2 ( Kükürt dioksit ) ve diğer zehirli gaz ve atık oranı çok yüksek olacak, havayı ve çevreyi kirletecektir.

“KÖMÜR GETİR, KÜL GÖTÜR”

Ayrıca yağan yağmurlarla birlikte bu gazlar ve havada asılı kalan zehirli partiküller ASİT YAĞMURU olarak verimli tarım alanlarına, insanların, hayvanların üzerine yağacak, çevreyi, doğayı, içme ve kullanma sularını zehirleyecek, yaşayan popülasyon tehlikeye düşecektir. Kömür getir, kül götür. Ham madde getir, çimento götür, işleri için araç, insan trafiği, yoğunluğu, yol ve alt yapı sorunları için ne gibi önlemler alınacaktır. Görüldüğü üzere bu soruları daha da çoğaltabiliriz.

Aslında bu konuyu Nasreddin Hoca’nın bir fıkrası gayet güzel açıklıyor. Hoca oğluna demiş ki ” Al bu testiyi, git çeşmeden su doldur getir. ” Ardından da çocuğun ensesine tokatı atarak ” Sakın testiyi kırma ” demiş. Yanında ki arkadaşı ” İlahi hoca, çocuk testiyi kırmadı ki, neden vurdun ? ” Testiyi kırınca başına ne geleceğini bilsin ki, ona göre gidip gelsin. Testiyi kırdıktan sonra dövsen, sövsen ne fayda ” demiş. Kıssadan hisse, liderlik, yöneticilik bilgi, birikim, kültür, ön görü gerektirir. Bir iş yaparken, dokuz ölçüp bir keser. İnce eleyip sık dokur. Bütün olasılıkları ve senaryoları değerlendirir. Dağın ardından ki, yaklaşmakta olan tehlikeyi görüp gerekli tedbirleri alır.

“İYİ BİRŞEY OLDUĞUNDA HERKES SAHİPLENMEKTE”

Eskiler boşuna tehlike gelmeden görenlere ABDAL, geldiğinde görenlere APTAL, gelse de görmeyenlere AHMAK dememişler. Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi yüz yıl ilerisini gören liderden sonra gelenler maalesef ayak uçlarını bile görmemişler. Bu yanlış, hastalıklı tutum ve davranışlar hâlâ devam etmekte. İyi bir şey olduğunda herkes sahiplenmekte, kötü bir şey olunca herkes suçu bir başkasına atmakta, günlük politikalarla anı kurtarma yarışında. Sonrasında da KANDIRILDIK, YANILDIK, TÜH TÜH, VAH VAH serzenişleriyle, günah çıkartmanın kimseye faydası olmuyor ne yazık ki…

“MURATDERE KÖYÜ SAHASI İÇİN ARAŞTIRDIK MI?”

Oysa insan bütün hataları kendi yapacak kadar uzun yaşamıyor. Yapılan yanlış ve hatalardan ders çıkararak aynı hatalara tekrardan düşmemek adına tarih bilimi de bu yüzden var. Bozüyük ilçesi Muratdere köyü maden sahası için Giresun ve Kütahya’da patlayan SİYANÜR BARAJLARINI ve sonuçlarını araştırdık mı? Bozüyük Kandilli ve Söğüt Küre köylerine yapılacak çimento fabrikaları için diğer çimento fabrikalarının kurulu olduğu yerler ile iletişime geçtik mi? Gölpazarı ovasına kurulması planlanan organize sanayiyi neden kıraç ve dağlık alana yapmıyoruz?
Bizler ne zaman paranın, gücün esiri olduk?

“BU MEMLEKET BİZİM EFENDİLER”

Götürün efendiler, götürün Bu yağma sizin, gün sizin efendiler Şölenler, törenler sizin Gelin görün ki, ne yapsanız, ne etseniz de Çare yok efendiler, sizde gelip, geçersiniz Gelmiş ve geçmiş efendileriniz gibi Bu memleket bizim efendiler bizim Söylemek zorunda kaldığım için özür dilerim Siz yine de yiyin efendiler yiyin Bu iştah açan sofra sizin yiyin, yiyin Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin demiş Tevfik Fikret yüz yıl önce… Son nehir kuruduğunda, son ağaç kuruduğunda, son kuş öldüğünde, paranın yenmeyen bir şey olduğunu öğreneceğiz. Ancak iş işten çoktan geçmiş olacak. Oysa bu topraklar bize dedelerimizden miras kalmadı. Biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık. Sevdalıyız biz bu vatana. Öfke doluyuz onu satana. Bu MEMLEKET BİZİM !!!

 


İLGİLİ HABERLER:

Torun’dan Milletvekili Tüzün’e: “Uyan da balığa gidelim!”
Masal Organizasyon

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

6 Yorum

  1. Taşçılar köyüne kurulurken kımse neden engel olmadı peki?

    Cevapla
  2. TÜZÜN nezaman zaten Bilecik vatandaşı hayrına birşey yaptı ki….varsa yoksa fabrikatör lere yardımcı oldu…. Şimdide şov peşinde biraz atar tutar….

    Cevapla
  3. 4 Aralık 2021, 22:34

    Yalan söyleyenler doğru söylenlere asla inanmazlar. Ancak doğruların er yada geç ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu var. Herkes ektiğini biçecek. Herkes bir şekilde yaptıklarının bedelini ödeyecek. Ya hatalarıyla yüzleşek yada hatalarıyla yüzsüzleşecek. Köpekler sahiplerine havlamaz ve ısırmazlarmış. Birilerinden hâlâ beklentisi olanlar maalesef elleriniz bomboş kalacak.

    Cevapla
  4. Evet evet asgari ücretin de artması için de ilgilenmiyor Bay Tüzün !

    Cevapla
    • Sayın Yaşar TÜZÜN önce Bilecik belediyesine sözünüz geçsin ne İl başkanı nede İlçe başkanı belediye başkanı sizi takmıyor biliyorsunuz.
      Bözüyük belediyesine sarılmışsnız bu vekiliği bırak artık sen ve İl başkanı yapamıyorsunuz İSTİFA EDİN .Meclis üyeleri Belediye başkanın öğrencileri gibi olmuş ne fikir nede düşünceleri var .

      Cevapla
Bizi Takip Edin