Işık kirliliği, olumsuz etkilere neden olabilen ve çevre kalitesini bozabilen bir atık enerji türüdür. Dünyadaki çevre kirliliğinin çoğu, insanlardan ve onların icatlarından kaynaklanmaktadır.
Şehirlerdeki yapılaşmalara bağlı olarak sayısı artan ışıklandırma sistemleri, gökyüzünü görmemizi engelleyerek, ışık kirliliği denilen olaya yol açmaktadır.
Işık kirliliği aşırı, yanlış yönlendirilmiş veya rahatsız edici yapay (genellikle dış mekan) ışıktır.
Işık tipik olarak elektrik tarafından üretildiğinden, ışık kirliliği ile hava kirliliği arasında bir bağlantı olduğu söylenebilir.
Bu nedenle ışık kirliliğinin kontrolü, yakıtın (ve paranın) korunmasına ve hava kirliliğinin azaltılmasına yardımcı olacaktır.
Işık kirliliği, halk sağlığı ve refahı için su kaynaklarının veya atmosferin kirlenmesi kadar zararlı görünmese de, bir çevre kalitesi sorunudur.
Ayrıca gece gözlem yapmak isteyen gökbilimciler, ışık kirliliği nedeniyle hedefledikleri gökcisimlerini istedikleri düzeyde gözleyememe sorunuyla karşı karşıya kalabilmektedir.
Söz konusu kirlilik, profesyonel ve amatör astronomların yanı sıra gece gökyüzünün sıradan gözlemcilerini de olumsuz etkiler, çünkü yıldızların ve diğer gök cisimlerinin görünürlüğünü ciddi şekilde azaltır.
Gece gökyüzü görünürlüğündeki azalma, kötü tasarlanmış veya yönlendirilmiş lambalardan ve güvenlik projektörlerinden yayılan “gökyüzü parlaklığı”nın bir sonucudur.
Atık ışık, atmosferdeki katı veya sıvı parçacıklar tarafından dağıtılır ve yansıtılır. Daha sonra yerdeki insanların gece gökyüzünü görmelerini engeller.
Işık kirliliğinin kuşlar ve diğer hayvanlar üzerinde de olumsuz etkileri vardır. Örneğin, birçok göçmen kuş, yıldızlardan ve Ay’dan gelen ışığın yön bulmalarına yardımcı olduğu gece uçar.
Bu kuşlar, kentsel ve banliyö bölgelerinde uçarken yapay ışığın parıltısıyla yönünü kaybetmektedir.
Amerikan Kuş Koruma organizasyonu, her yıl Amerika Birleşik Devletleri’nde dört milyondan fazla göçmen kuşun parlak ışıklandırılmış kuleler ve binalara çarparak telef olduğunu tahmin ediyor.
Işık kirliliğinin, son birkaç on yılda bazı göçmen kuş popülasyonlarının dramatik düşüşüne yol açan faktörlerden biri olduğu düşünülmektedir.
